1 yorum

Bir dağ nasıl inlerse

Sen o temiz pak gönlünü yukarıda bil yavrum,
Bir dağ nasıl söylerse öyle söyle,
Bir dağ nasıl inilerse başla öyle,


Canım oğlum,
Sen doğana kadar hiçbir diken batmazdı gözüme. Çığlıklar, sancılar sarmazdı ki benim zihnimi.
Şimdi,
Şimdi ise korkuyorum oğlum
Gözlerinin ışığına değmeye yeltenecek karanlıklardan, kovulmuş şarlatanların şerlerinden korkuyorum.
Sen olanca masumluğunla gözlerime bakarken, masmavi gökyüzü gibi aydınlık cehrenle öylece karşımda dururken…
Bunca zalim ve kaskatı insanların, şerirler saçan gözlerinden korkuyorum.


Çocukluk taze bir filiz olmak oğlum, bahar yağmurlarında ıslanmak belki, belki bir kuru ayazla heder olmak.
Keşke tüm çocukların dünyası seninki kadar aydınlık olsa, tüm babaların derdi tertemiz bir dünyayı evladına emanet etmek olsa.
Kimse eşit doğmuyor oğlum. bu koca hülya, yıkıntılar arasında neşeli günlerini arayan soluk gözlerle beraber yıkılıyor gözlerimde, açlığını Allaha şikâyet eden yavruların feryadını duymuyor artık kulaklarım.
Ağlayamamaktan korkuyorum en çok, erkekler ağlamaza inat unutup unutulmaktan korktuğum kadar.


Elhamdulillahi ala kulli hal.
7

Kaktüs Denge Oyunu

Hayat her zaman herkese pembe bir dünya sunmuyor evet
Ama size ne sunmuşsa, onun güzel tarflarını görmeniz gerektiğini öğretiyor.
Ve ancak bununla mutlu olabileceğinizi de...
Buraya (Kırgızıstan'a) geldiğimiz ilk günlerde, gri bir şehirle karşılaştık
Soyvet döneminden kalma aynı tip, aynı renk, aynı model binalar. Eşyalar bile çoğu evlerde hala aynıydı.
Çok bi' beklentimde yoktu zaten. Nerde yaşadığın değil ne yaşadığın önemli değilmiydi :)
Kırgızistan, dağları, soğuğu gibi çetin bir ülke aslında. 
Temiz havasını, sularını, soğuğunu değil ama dağlarını seviyoruz.
Buranın nimetlerinden biri de oyuncaklar
Çok gereksiz boş oyuncaklar da var, aktivite yoğunluklu, amaçlı oyuncaklar da.
Arayıp bulmak lazım :)
Fiyatlar da Türkiyenin neredeyse yarısı.
Bu kaktüs denge oyuncağı da son Dordoy ganimetlerinden :)

İnternetten baktım fiyatları uçmuş resmen
Ne kıymetli bir oyuncakmış:)
Türkiye'ye giderken hediye götürmeyi düşünüyorum

Çok iyi konsantrasyon gerektiriyor. 
Kaktüsün her tarafına eşit ağırlıkta parçalar takmak gerekiyor ki devrilmesin.

Parmak kaslarını da güzel çalıştırıyor

Biz 2 kişi oynuyoruz genelde. Kim takınca düşerse o kaybediyor:)

işte böyle:)
zorluklarına,uzaklığına, yanlızlığına rağmen seviyorum burayı, kalp :)

5

Evde Arabalı Pasta Yapımı :)

Her hafta cuma günü Etka'nın okulunda bir çocuk 'Lezzet Çocuğu' oluyor. Bu hafta Etka'ydı Lezzet Çocuğu...
Perşembe günü aksam saat 7 gibi dersten çıktım, birlikte pasta malzemesi alıp eve gidiyoruz. Süt dilimi mi yapsak köstebek pastamı diye düşünürken, Oğlum ne' li pasta yapalım diye sordum. 'Arabalı' demez mi.. Arabalı nedir yaa, pasta dediğin ya meyveli ya çikolatalı olmaz mı:)

Yada en başta ben yanlış sordum :) Çikolatalı mı? Meyveli mi? diye sormalıydım galiba, ucu fazlaca açık bir soru sorduğumu cevabı aldıktan sonra anladım zaten de çok geç oldu 😄
Etka arabalı deyince yüzünün şeklini görmen lazımdı diyor eşim, e na'pıyım beklemediğim yerden geldi cevap 😄😄 
Kuzum istedi bi'kere, yapmazmıyım. Şeker hamurum yoksa ev yapimi pasta kremam var, gıda boyasi yerine de tazecik sıkılmış kırmızı pancar suyu, miss. Üstünün şekillerini de kagıttan kalıplar kesip pastanın üzerine tuttum ve hindistan ceviziyle doldurdum. Öyle böyle derken işte bu çıktı ortaya.

Bu da Lezzet Ustası Etka :)

Çocuklar İkindiye kadar zor bekledi dedi Öğretmenimiz:))
Afiyet şifa olsun Kuzulara:)

Farların ortasına bır de ağzını yapsaymışım Şimşekciğin güzel olacakmış

O günden sonra anneyi pastacı zanneden Etka beyden Mater' lı, kamyonlu, Mac'li pasta teşvikleri geldi ama yemedim bu sefer:))
Yiyenlere afiyet olsun:)
1 yorum

Öğretmenim...

Canım Oğlum, Etka'm
Bugün öğretmenler günü...
Öğretenlerin günü...

Biz de seninle öğrendik, sende öğrendik; 
Koşulsuz sevgiyi, 
Beklentisizliği, 
Uykusuz geceleri,
Çocuk kalbinin temizliğini,
İnsanlığın en saf, en masum halini...
Terlemiş çocuk kafasının bile güzeliğini:)
Sabretmeyi,
Güvenmeyi,
Umudetmeyi,
Şükretmeyi...
En güzeli de emaneti aziz bilmeyi, Can'dan öte görmeyi...
Bize, hayatı yaşamaya değer kılan bütün güzellikleri öğreten, hem de bıkmadan yılmadan sabırla öğreten Can Oğlum, Etka'm, Öğretmenim, Günün Kutlu Olsun :)


2

Anne Etkinliği; Mandala :)

İnsan hobisini bulur mu, buluyor valla.
Çok düşünmüşümdür benim hobilerim neler diye: klişe cevaplar, kitap okumak, müzik dinlemek mi:)
Yada pasta börek yapıp misafir almak, ders çalışmak, Etkayla oyun oynamak mı? yok hiçbiri değil.
Geçen yıl şu meşhur boyama kitapları çıkmadan önce instagramda #büyükleriçinboyama hashtagini gördüm. 
İşte buldum hobimi dedim valla:)
Hemen ertesi gün kendime boyalar aldım renk renk:) Etka'ya bile vermedim:)
Önceleri hazırları boyadım, sonra bir kaç tane kendim çizdim derken sardı bu iş beni:)
İşte anne ekinliklerimden bazıları. 

 İmkanlar dairesinde en yapabileceğim, sadece kendim için olan etkinliğim, hobim,mandala; bazen çizmek ama çoğu zaman boyamak oldu:)

Herşeyi herkesi bir adım arkada bırakıp boyuyorum.
Dünyam renkleniyor:)

Bunlar ilk denemelerimdi. İlk gözağrılarım:)
Bitirmek için bütün akşam uğraştıklarım. Sonra hobi insanı dinlendirir ben yoruluyorum yav var bu işte bi terslik deyip bir iki gün içinde bitirmeye çalıştım:) 

Ara ara fırsat bulmak için özel zaman üretiyorum boyamak için.

Sizde kendinize, sizi mutlu edecek, sonuçları sadece sizi ilgilendirecek, enerjinizi atacak bir uğraş bulun sevgili anneler, adına da hobi deyin havalı dursun:))

1 yorum

Çekirdek Aile El Baskımız

Etka anaokuluna başladığı günden buyana hafta sonu ödevleri de hayatımıza girmiş oldu.
Hangi yaşta olursa olsun, ödev eğer çocuğun yapabileceklerinin üzerinde bir performans gerektiriyorsa sıkıntı.
Eğitime katkısı tartışılır bir konu ama ben sorumluluk ve görev bilincine destek olacağını düşünüyorum.
Hafta sonu ödevlerimizi seviyoruz. Ailecek bilincimizi artırıyor :))
Bu haftaki ödevimiz ailemizdeki bireylerin el izlerini baskı yapmaktı.
Ben Etkanın elini boyadım

O benim elimi boyadı


Ae boylarında bir kartona bastırdık

Ama sıkıca:)

Sonra etrafını biraz süsledik. Ağaç yaptık. 
Dallarından çiçekler açtırdık. Görevimizi tamamladık.

Bu da bugün gördüğüm bir karikatür, konuya tam isabet oldu:))

Renkli Günler:)


5

Şekiller Kurabiyesi

Öyle hep oyunla eğlenceyle geçmiyor akşamlarımız tabi
Çalıştırıyorum Etka'yı, bazen puding pişiriyoruz, bazen yanlışlıkla(!) boyadığı duvarları siliyoruz, bazen de kurabiye yapıyoruz. 

Kurabiye hamuruna istediğiniz herşeyi koyabilirsiniz
Cevizi rondodan geçirip içine koyuyorum ben, bazen keçiboynuzu tozu katıyorum, bazen tarçın..
Damak tadına göre değişebilir. 
Sıvı yağ yada tereyağ kullanılabilir.
Biz tereyağlı yaptık:)

İstediğiniz şekil kalıbı kullanabilrisiniz. 
Oyun hamuru kalıplarından yıkanıp kurutulduktan sonra çok güzel kurabiye kalıpları oluyor :)
Biz geometrik şekilleri kullandık.

Üzerini istediğiniz gibi süsleyebilirsiniz. Kuru üzüm, fındık, fıstık, ceviz hepsi olabilir.
Biz damla çikolatayla süsledik.

180 derece fırında pişirip afiyetle yiyebilirsiniz:)
Biz yedik:))
4

Sayı ve Renk Eşleştirmece

Çalışan anne olunca bir aktivite en kısa bir haftada hazırlanabiliyor maalesef.
Geçen hafta bu şekillerin çıktılarını https://www.powerfulmothering.com 'dan alıp hazırlamıştım.
Ertesi gün pvc kapladım.
Bir iki gün kesilmek için beklediler
Mandalları bulduk, rakamları kestik hazırladık yapıştırdık derken bir hafta 10 gün sonra ancak nihayete erdi :)

Bkz: instagramda Etkaninannesi'nde kaç gün olmuş bu fotoğrafı paylaşalı:))

Neyse geç oldu ama güç olmadı, olmaz inşallah

Pazar sabahı ilk oyunumuz bu oldu..
Siz de hazırlamak isterseniz 
6

Жайлоо Бала Бакчасы - Yayla Anaokulu

Bugün bir projeyle tanıştık. Hayata, gelecek günlere ışık tutacak aydınlatacak bir proje.
Başlangıcı yapılmış, adım adım ilerleyen bir güzellik.
Kırgızistan'da yaylada yaşam kültürü çok yaygın. Yaz kış yaylalarda yaşayan aileler var. 

Tanrı Dağlarının eteklerinde iki üç bozüyden başka birşeyin olmadığı yerlerdir Kırgızistan’ın yaylaları.
Yaz aylarında biraz daha hareketlenir.
Çocukların yanakları al aldır. Sırtlarından hırka eksik olmaz. Oyuncakları sınırlı ama oyunları, hayal dünyaları kadar geniştir.
Hatta çoğu oyuncakları kırıktır belki, arabalarının bir iki tekerleği, bebeklerinin de çeşit çeşit elbiseleri yoktur ama oyunları, rengarentir.

İşte yaylalarda yaşayan bu Can’lar, bu çocuklar için bir araya gelmiş. güzel yürekli insanların yürüttüğü bu proje: Жайлоо Бала Бакчасы - Yayla Anaokulu

Yaylada ki bozüylerden birini anaokulu yapmışlar.

 Yaz boyunca eğitim vermişler.

Resimler yapmışlar

Oyunlar oynamışlar.

Anne babaları da dahil etmişler.

Eğitimin eşitliğini, eşit olması gerektiğini savunuyorlar,
Masaru İbuka'nın 'Kindergarten Is Too Late' kitabı ışık tutmuş yollarına..
Yolunuz aydın, açık olsun...
Biz de gerek universitemizde bölüm olarak gerekse kendim kişisel olarak her türlü yardıma desteğe hazırım, hazırız.
BİR ÇOCUK DEĞİŞİR, DÜNYA DEĞİŞİR...

Projenin resmi web sayfası: www.roza.kg
4

Montessori Kum Tepsisi (Ev Yapımı:)

Uzun zamandır planda olan ama fırsat bulup yapılamayan ve nihayet mutlu sona ulaşılan tepsimizle herkese merhabalar efendim. Kum tepsimizin yapılmasını yağmurlu bir pazar gününe borçluyuz. Evden dışarı çıkamayınca evde geçirilen zamanı değerlendirdik. ve işte sonuç:)

'Zıpmara Rakamlar' la çok uzun zamandır çalışıyoruz. 
 Siz de zımpara rakamları evde hazırlamak isterseniz, yazdırılabilir Montessori Rakamları ve nasıl yapıldığını Burada bulabilirsiniz:)

Kum tepsisi yazmaya yönelik kağıtsız ve kalesiz etkinliklerde kullanılıyor.
 Kum tepsisinde çocuk, tablette  gördüğü harfi  işaret parmağı kullanılarak kum üzerinde yazmaya çalışıyor.

Tepsiyi temizlemek için böyle küçük bir tahta parçası da yaptık. Altını hafif yüksek bıraktık (ayaklı gibi ) böylelikle kumun yüzeyinden silinebiliyor:)

Kum tepsisi duyularada hitap ettiği için de çok eğlenceli
Biz şimdilik rakamlar ve geometrik şekilleri yazmaya çalışıyoruz. 
Ayrıca tamamen özgür çizimler ve somut denemeler de yapılabilir

İşte böyle :))
2

Bir İstanbul Macerası - Akvaryum

Evet sevgili oğlum, İstanbul bizim için hep bir macera
Kafkasların ardından Ağrı dağını soluna alıp düz gidince vardığımız şehrimiz hani.

Uçak beş saatlik bir yolculuğun ardından Türkiye sınırlarına girince zaman bir anda yavaşlar, geçmez bir türlü o kalan bir saat, neyse o mevzuya hiç girmeyelim, şimdi.
İstanbul çoğu için bir durak olsada annen için üniversite yılları, gençliği ve tabi ki alışveriş, baban içinse en kısa zamanda kaçılması gereken homurdayan bir canavar :)

Hasılı kelam oğlum durum bizler için böyle olunca senin için İstanbul,
fethedilmesi gereken bir şehir oluyor.

Güzel bir şey fethetmek, bak Koca Mehmet dedenin oğlu Fatih dedene,
babandan çok daha küçükmüş koca şehri zaptettiğinde.

Tabi öyle bir fetih için önce fethine giriştiğin şeyin seni fethetmesi lazım,
 kim bilir ne zaman düşmüştü Fatih abinin aklına.

Sayfayı bitirdik konuya giremedik be oğlum, Bu yaz İstanbula gittiğimizde tüm aile ilk kez kocaman bir akvaryuma gittik. Senin için ne kadar yeniyse emin ol bizim içinde öyleydi.
Ama biraz farklıydı sanki, insanlar daracık bir cam kafeste yürürken balıklar daha büyük bir kafeste.

Oradan aldığımız gazla olsa gerek geçtik denizi vardık körfezin ötesine, bu deniz yıldızı armutludan.
Hani şu hikayedekinin aynısı,
İhtimal daha okumadın sen o hikayeyi, bul hemen oku hadi.
İşte böyle oğlum deniz yıldızının hikayesi,
Allah seni o kadar yoldan onu denize atmak için getirirde, öylesi güzel bir şeye vesile eder.


vira Bismillah

Teşekkürler

.
Etkaca