Küçücük evlerini eşyalarla doldurup, artık kımıldayacak yerleri kalmayınca bunalan, başkalarını konuşmaktan kendi sesini bile artık duyamayan, bunca teknolojiye rağmen yine bunca vefasız olan, tek derdi cep telefonunu sürekli şarj edip, aynı yoldan işe gidip gelmek olan biz modern insanlar.
Dağlar oğlum dağlar,
henüz bizim bin şükür.
Dağlar oğlum dağlar,
henüz bizim bin şükür.
Küçücük hayatlarımıza uzaktan bakabildiğimiz yegane yerler.
Her şeyin küçüldüğü, düşüncelerin büyüdüğü yerler.
Her şeyin küçüldüğü, düşüncelerin büyüdüğü yerler.
Geçen sene Etka ve Annecik Türkiye'deyken çektiğim yukarıdaki karede ki abileri ve ablaları bulmak üzere Bişkeğe bir saat kadar uzaklıktaki Atabeyit'e doğru yola çıktık.
Rüzgar gülümüzü arabamızın penceresine iliştirip yola koyulduk.
Bir pazar sabahında yumuşak bir yatak ve serin bir havada uykusuz gözlere
mışıl mışıl uykuyu bıraktırmak dile kolay.
Neyse ki imdadımıza şehri çıkar çıkmaz bizi karşılayan bu güzel sarı çiçekler yetişti.
Havanın rüzgarlı oluşuna ve bu havada yamaç paraşütü yapanları görememe ihtimaline rağmen, dağların eteklerindeki kıpkırmızı gelincik tarlalarını görüp yola devam ettik.
Tanrı dağlarının yamaçlarını öbek öbek kıpkırmızı gelincikler sarmıştı.
Gelincik mevsiminin geçmiş olduğunu düşünürken karşımıza çıkan bu güzel sürprizin içine attık kendimizi.
Gelincik topladık.
Kokladık.
Çok güzeldi, gelincik tarlasında dolaşmak.
Her yer yemyeşil, kıpkırmızı.
Yeşilin içine kırmızı meğer nede güzel yakışırmış.
Sonra vurduk kendimizi dağlara, bayırlara.
Yamaç paraşütü yapan abilerin, ablaların atladıkları yere kadar çıkıp rüzgarı kontrol ettik.
Cık cık,
hava çok rüzgarlı, o yüzden kimse gelmemiş.
Babamla biraz antrenman yapıp,
dönüş yolunu yürümek üzere annemle beraber yola koyulduk :)
Rüzgar gülümüzü babamıza teslim edip,
Dik yamaçlarda koştura koştura yürüdük.
Biz yoğun bir haftanın içinde koştururken burada binbir renkte çiçekler açmıştı.
Dağlara geldik, yaşadığımızın şehir küçüldü küçüldü, uzaktan rengarenk görünen çiçekler büyüdü büyüdü.
Çok şükür, bin şükür.
Al eline bir değnek,
Tırman dağlara, söyle!
Şehir farksız olsun tek,
Mukavvadan bir köyle.
Uzasan, göğe ersen,
Cücesin şehirde sen;
Bir dev olmak istersen,
Dağlarda şarkı söyle!
Necip Fazıl
Al eline bir değnek,
Tırman dağlara, söyle!
Şehir farksız olsun tek,
Mukavvadan bir köyle.
Uzasan, göğe ersen,
Cücesin şehirde sen;
Bir dev olmak istersen,
Dağlarda şarkı söyle!
Necip Fazıl