Sen o temiz pak gönlünü yukarıda bil yavrum,
Bir dağ nasıl söylerse öyle söyle,
Bir dağ nasıl inilerse başla öyle,
Canım oğlum,
Sen doğana kadar hiçbir diken batmazdı gözüme. Çığlıklar, sancılar sarmazdı ki benim zihnimi.
Şimdi,
Şimdi ise korkuyorum oğlum
Gözlerinin ışığına değmeye yeltenecek karanlıklardan, kovulmuş şarlatanların şerlerinden korkuyorum.
Sen olanca masumluğunla gözlerime bakarken, masmavi gökyüzü gibi aydınlık cehrenle öylece karşımda dururken…
Bunca zalim ve kaskatı insanların, şerirler saçan gözlerinden korkuyorum.
Çocukluk taze bir filiz olmak oğlum, bahar yağmurlarında ıslanmak belki, belki bir kuru ayazla heder olmak.
Keşke tüm çocukların dünyası seninki kadar aydınlık olsa, tüm babaların derdi tertemiz bir dünyayı evladına emanet etmek olsa.
Kimse eşit doğmuyor oğlum. bu koca hülya, yıkıntılar arasında neşeli günlerini arayan soluk gözlerle beraber yıkılıyor gözlerimde, açlığını Allaha şikâyet eden yavruların feryadını duymuyor artık kulaklarım.
Ağlayamamaktan korkuyorum en çok, erkekler ağlamaza inat unutup unutulmaktan korktuğum kadar.
Elhamdulillahi ala kulli hal.
Insan anne olunca daha da acıyor içi, bakamıyor artık cocukların acılarına. Allah tüm cocukları korusun hiç bir aileyi de Çocuklarıyla sınamasın.
YanıtlaSil