25.11.2013 - 29.11.2013 Tarihli Aktivite Takvimi
Bu blog boşlukta bir "umut" olsun,
"Umudum" olsun!
Oğluma benden bizden bir armağan olsun diye...
Pages - Menu
▼
25 Kasım 2013 Pazartesi
20 Kasım 2013 Çarşamba
Bu Da Gecer Ya Hû
Bazen öyle zor zamanlardan geçer ki insan
'Benim başıma gelmez ki ' dediklerini yaşar
Ama işte döner bulur seni
Sen de kendini tam işin ortasında bulursun
Durup nerde olduğunu farkettiğinde için acır
Donar kalırsın.
Üşürsün biraz.
Evladın soğuk koridorda arabacılık oynarken elinden izlemekten baska birsey gelmez
İmtihandır bu da belki
Öyle düşünmek istersin
Dik durursun
Böyle öğretilmistir çünkü , başına gelen hiçbirşey boşuna değildir.
Sonra düğümler çözülür...
Sen yaşadıklarınla kalırsın
En yakın olduğun eşin, belki anlar hislerini..
Belki de geçiştirilirsin...
Akşam olup kendinle kaldığında,
tesellini yıllardr seni saran iki çift kelam da bulursun
Bu Da Geçer Ya Hû....
18 Kasım 2013 Pazartesi
11 Kasım 2013 Pazartesi
İmrenilecek olan, çocuklar.
Geçen hafta perşembe günü yani 7 Kasım Kırgızistan'da tatildi. Bolşeviklerin Rusya'da iktidarı ele geçirmelerinin yıl dönümü.Meşhur rejimlerinin başlangıcı yani.
1917 yılında Ruslar Moskova'da devrim yaparken resimdeki bu çocuğun bir kaç kuşak öncesi de bu dağlardaydı muhtemelen, büyük büyük büyük dedesi kendisi gibi çocuktu.
Aynı şekilde otlatacak koyunları varsa otlatıyor, babasının, annesinin yaptığı oyuncaklarda oynuyor, yada kendi halinde taşlardan araba, kumlardan yol yapıyordu,
belki yiyecek ekmeği yokken, hayallerini doyuruyordu.
Kim bilir...
Bu devrimin neredeyse bir yüz yıl sonrasında Etka'nın babası, Etka ve Annecik okuldayken tatil diye bir arkadaşıyla beraber şu aşağıda görünen gri havanın sardığı şehirden dağlara doğru yola koyuldu.
Az gitti uz gitti dere tepe yokuş tümsek düz gitti.
Karlı dağlardan geçti, düz ovalara vardı, ismini bile öğrenemediği, Etka'nın kaadeş diyeceği bu çocuğun bir poz fotoğrafını çekti.Muhtemelen yaşının bir kaç katı eski bir bisikleti, koltuğu kopmuş olduğu için bir minder sarmışlar, bir yada iki derece sıcaklık ama bir hırka ve kazak.
Eski bir tren, vagonunda yaşanan koskoca bir çocukluk.
Etka görse kesin kaadeş derdi, sonra hiçbirşeye aldırmadan oyun oynarlardı beraber,
ama baba hiç bir şey diyemedi.
Etkanın insanlara karşı hiçbir ön yargısı yoktu, herkes kardeşti ama baba artık gri havayı teneffüs ede ede unuttu herşeyi, insanların birer kardeş olabileceklerini bile.
Kırık bir bisiklet ve eski bir mintanla mutlu olunabileceği hiç aklına gelmezdi.
Mesela şu dağlarda nefes almanın ne derece mutluluk vereceğini unutmuş gibiydi.
Kendi tabiriyle deli taylar gibi koşmak istemişti tüm büyük dağlara doğru ama çamura batmaktan korktu, ayakkabım kirlenir diye.
Ah be Babacım, o ayakkabı kirlenmeden olmaz ki bunlar diyemedi Etka.
Özgürlük sınırsızca yiyip içmek değil ki, yada istediğin dağa çıkabilmek, istediğin şarkıyı istediğin tondan söyleyebilmek de değil.
En büyük özgürlük tanımadığın birine kaadeş diyebilmek.
Özgürlük dedim Babama bu sefer bastıra bastıra,
Cahit Zarifoğlu amca sözü aldı ağzımdan, ve ekledi.
Sen gönlünü yukarıya bil,
Bir dağ nasıl söylerse öyle söyle,
Bir dağ nasıl inlerse başla öyle.
Ey zarif sen de ata yoluna meylettin,
Korkarım binbir belaya dayanmaz sıkletin.
Sonra sözü İlhami Çiçek amca aldı,
hüzün dedi hüzün
yalındır-dağdan
aparılmış kar topakları gibi
yel ki ince
ipince bir teldir kopmuştur
insan
azar azar kopmuştur
yalnız hüznü vardır kalbi olanın
hüzün öylece orta yerdedir
tuhaf bir yarma yaşanıyordur
çepçevre şeytan kilitleri
Babamın gözledi doldu, annem şöyle bir ağlamaklı oldu.
İmrenilecek olan dedi babam, imrenilecek olan kaadeş diyebilmek.
Fotoğraflar Tanrı dağlarının arasındaki Chunkurchak köyü yakınlarından 7 Kasım 2013.
Mesela, meselaaa. bir yatak yapmışız...
Sevgili alt komşumuz burada yazılanlar hayal olabilir ya da olmayabilirde. Eğer bunları okuyorsanız babamızın bir kaç akşam omzunda eve taşıdığı tahta parçalarınında sırrını çözmüş olmalısınız.
Yazmadıkça yazamıyor insan, bir kaç haftadır çok güzel gelişmeler oldu hayatımızda hamd olsun.Anne yeniden öğretmen oldu mesela, Etka okula başladı ilk kez, Allahtan öğretmen tanıdıkda alışma gibi dertlerimiz olmadı bu arada :)
Ama havalar bi hayli soğudu, annemiz her akşam ailecek en az bir aktivite sözü verdi mesela.
Mesela banyomuzu marangozhaneye çeviren babamızında meyvelerini toplamaya başladık.Mesela hayat çok güzel, mesela bazıları için hala çok kötü.
Mesela iyi olan herkes kötülere dua etse ne güzel.mesela mesela...
Etka doğmadan bir kaç hafta önce aldığımız emektar yatağımızı artık iplerde bir arada tutamayınca inceden inceye bir yatak arayışına girmiştik, gördüğümüz bir kaç örneğe bakıp ben bunu yaparım ki diyen babamız daha öncesinde yaptığımız kitaplık ve oyuncak dolabından aldığı cesaretle banyoda, istatistiklere göre 60 çivi ve 13 metre kadar tahta ile yatak aktivitesini tamamladı :)
Yapımı toplamda iki hafta kadar sürmüş olsa da aslında üç gün kadar ilgilenecek vakit bulabildik.
Ve çok şükür yukarıdaki gibi bir yatağımız oldu
Annemiz çevresini biraz süsledi, başlık için model baktık son olarak.
Henüz boyamadık ve belkide boyamayacağız.
Yatağımızın şimdilik son hali.
İşin en güzel yanı ise Etka'nın yanına yatabilme fırsatı oldu, her ne kadar yatağın içine girince yedi cücelerin yatağına yatan dev gibi görünsek de :)